3 Mayıs 2025 04:40

'1 Mayıs bir son değil çıkardığımız derslerle başlangıç olmalı'

1 Mayıs’ta taleplerini dile getiren işçiler, kutlamaların bitiş değil mücadele için bir adım olması gerektiğini söyledi. Yeterli hazırlığı yapmadığını düşünen işçiler, inisiyatif alma çağrısı yaptı.

'1 Mayıs bir son değil çıkardığımız derslerle başlangıç olmalı'

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Andaç Aydın Arıduru
Murat Uysal


İşçiler emekçiler İstanbul’da iki ayrı 1 Mayıs kutladı. Kadıköy’de bir araya gelen DİSK üyesi işçiler 1 Mayıs’ın coşkusundan, talepsizliğinden şikayet ederken Türk-İş’in çağrısıyla Kartal’da toplanan işçiler, alanın küçüklüğünden, taleplerin yeterince görünür olmamasından ve hükümete de patronlara da güçlerini gösterememiş olmaktan yakındı. Hak-İş üyesi işçiler ise herkesten uzak Rize’ye koyulan mitingi eleştirdi. 1 Mayıs hazırlıklarının alana da yansıdığını söyleyen işçiler, 1 Mayıs’ın hazırlık yapan için de yapmayan için de bir son olmadığını ifade ederek yaklaşan toplu iş sözleşmelerinde verilecek mücadeleleri işaret etti.

İşçiler hazırlıksızlığı sayılarla anlattı

Kadıköy’deki 1 Mayıs’a zayıf katılımıyla da dikkat çeken DİSK/Genel-İş’in üyesi Kadıköy ve Maltepe Belediyesi işçileri 1 Mayıs hazırlığının yeterli düzeyde olmadığını 1 Mayıs öncesinde de ifade ederek şunları söylemişti:

“Arkadaşlarımızı 1 Mayıs’a katılmaya ikna etmekte güçlük çekiyoruz. ‘Sendikanın bayrağının altında 1 Mayıs’a katılmayacağım’ diyorlar. Bunun için haklı gerekçeler de sunuyorlar. Bizim yakamızda imzalanan sözleşmelerin tümü Genel-İş Genel Merkezi’nin müdahalesiyle imzalandı. Hala geriye dönük alacaklarını alamamış belediyeler var, biz de onlardan biriyiz. Bunlar için dahi ses çıkarmaya çalışsak karşımızda genel merkezi görüyoruz. 2 bin küsür işçinin çalıştığı belediyelerimizde bu yıl yerel 1 Mayıs kutlamaları yapamadık, birim birim gezdik ancak ‘şu talebimiz var böyle hazırlanıyoruz’ diyemeyiz. Bu kadar işçinin çalıştığı belediyeye sendika genel merkezinden sadece 150-200 adet 1 Mayıs afişi geldi. Eskiden çok daha fazla afiş gelir, bulunduğumuz ilçelere afişler asar, sokaklara 1 Mayıs coşkusunu biz taşırdık. 150-200 afişi ancak birimlere dağıtabildik. Gelen bildirilerin hem içeriği çok zayıftı hem de sayısı azdı. Yarım saat 40 dakikada bitti bildiriler. Eskiden metro çıkışlarına arkadaşlarımızla çıkar günlerce o bildirilerle taleplerimizi anlatırdık, bu sene yapamadık.”

"1 Mayıs’ın coşkusunu yaşayamadık"

1 Mayıs öncesi hazırlıklarını böyle anlatan işçiler, 1 Mayıs gününün de coşkusuz ve talepsiz geçtiğini anlattı. Genel-İş iş yeri temsilcisi bir Maltepe Belediyesi işçisi, “Katılım çok ciddi derecede azdı, hava durumunun da etkisini göz önünde bulundurmak lazım. Çünkü ciddi ıslandık yani öyle normal bir ıslanmanın dışında bir ıslanma oldu. Alana adım atan gitti. 1 Mayıs coşkusunu yaşayamadık, taleplerimizi dile getirebileceğimiz bir durum da söz konusu olmadı. Ülkenin içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurunca daha geniş bir kalabalık bekliyordum ama olmadı. Katılım da yoktu, coşku da yoktu. Çocukluğumdan beri 1 Mayıs kortejlerine katılırım, bir adım atardık, 10-20 dakika beklerdik, bu yıl pankartların arası açılmasın diye koşa koşa indik” diye anlattı.

"Sendika yeleğini değil, parti önlüğünü tercih ettiler"

İktidara güçlerini gösterebildikleri bir 1 Mayıs olmadığını, taleplerini görünür kılamadıklarını söyleyen işçi, “2 bin işçiden 100 işçiyi 1 Mayıs’a katmaya çalışıyorduk. 100’ü dahi göremedik. 35 kişilik araçla geldik alanda 60 kişi olduk. Ataşehir Belediyesi 40 kişi civarındaydı, Kadıköy Belediyesi neredeyse yönetim düzeyindeydi. Sayıların bu kadar az olmasının nedenleri var, CHP’nin altında katılan da oldu, örgütlü olduğu partiyle yürüyen de oldu. Ancak Birleşik Metal-İş hem kalabalık hem de çoşkuluydu, bir ara bizi bile havaya soktular, belli ki bizden daha iyi hazırlanmışlar. Genel-İş şubeleri olarak aynı pankartı taşıdık, ‘Susmuyoruz’ yazıyordu. Neye karşı susmadığımız bile belli değil, susmuyorsak sesimiz hani? Senelerdir gündemimizde olan eşit işe eşit ücret meselesi, kadro talebine dair döviz de pankart da yoktu. Bir arkadaşım bu 1 Mayıs’ta yanıma gelip şöyle bir şeyden bahsetti. Her 1 Mayıs günü geldiğinde yeni bir kıyafet alır o kıyafetle 1 Mayıs alanına gelip öyle özen gösterdiğini anlattı. Ancak bu 1 Mayıs’ta hiç öyle bir hevesinin olmadığını, içinden hiçbir şey yapmak gelmediğini söyledi. Hepimizin oturup buna çözüm bulması gerekiyor, bu 1 Mayıs bir son değil elbette. Belki de biz işçiler olarak da sendikalar açısından da nasıl yeniden inanacağımızın, birlikte hareket edeceğimizin yollarını düşünmemizin başlangıcı olur” dedi.

Sorunların ve taleplerin kenarından geçtik

Türk-İş’in Kartal’daki 1 Mayıs’ında özel olarak hazırladıkları talepli dövizleriyle dikkat çeken Petrol-İş Gebze Şube üyesi işçiler, 28 araçla Kartal’a geldiklerini 1500 civarında işçiyle kortej yaptıklarını anlatarak, “Biz alanın küçük olduğuna dair tartışmalar verdik ancak Türk-İş’in hesapları doğrultusunda Kartal kararı verildi. Elbette yağmurun da etsi var ancak ben tam anlamıyla 1 Mayıs’ın özüne uygun bir birliktelik sağlayabildiğimizi düşünmüyorum. 1 Mayıs öncesi yaptığımız hazırlıklar doğrultusunda alana taleplerimizle dövizlerimizle gittik ancak bu neredeyse bizimle sınırlıydı. 3 ayda bir temsilciler kurulu yapıyoruz. 1 Mayıs öncesi yan yana gelişlerimizi daha da artırdık. 1 Mayıs alanında gücümüzü gösterecek bir birliği hedefledik. Ancak alana girince meydanda bu talepleri haykıralım işi hiç olmadı. Yağmur bastırdı alan da dağıldı. 1 Mayıs’ın geneline baktığımızda bugün işçilerin sorunlarına, taleplerine değinemedik ancak kenarından geçebildik” dedi.

"5 aydır zamsız çalışıyoruz ama 1 Mayıs’ta evde oturduk"

Öz-Sağlık İş üyesi bir sağlık işçisi ise Hak-İş’in bu yıl Rize’de düzenlediği 1 Mayıs kutlaması dışında iş yerlerinde ve İstanbul’da bir programı olmamasını, “Ocak ayından beri sözleşmeler bitti ve KÇP bekleniyor. Enflasyon almış başını gitmiş biz ise işçi bayramında evde oturduk” ifadeleriyle eleştirdi. Özellikle 1 Mayıs’ta kamu işçilerinin ücret zammı taleplerinin en yüksek olması gerektiği belirten işçi 1 Mayıs alanlarında birleşilememesinin de işçilerin sözlerini söyleme gücünü zayıflattığını belirtti.

"Eylül’de sözleşme var, sözleri o zaman göreceğiz"

Türk Metal üyesi bir başka işçi ise kürsüden yapılan konuşmalarda sıkça vurgu yapılan insan onuruna yaraşır ücret ve vergide adalet söylemlerinin kendilerini bekleyen MESS grup sözleşmesi için büyük anlam taşıdığını ifade etti. “Yüz yılın sözleşmesi demişlerdi geçen dönem hem vergiyle hem enflasyonla 6 ay dayanmadı. Kürsüden yapılan konuşmalar öyle konuşmalar ki tüm kamu işçileri imza atar altına. Eylem ve mücadele olmazsa bir anlamı yok ancak. Vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi ve ücretlere yüzde yüz zam istiyoruz. Ancak o zaman Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırının azıcık üzerine çıkıyoruz zaten. Şimdi en çok üyesi olan Türk Metal Konfederasyon yöneticilerinin sözünü tutsun. İşçiler zaten boğazına kadar borca batmış durumda eyleme de geçer, greve de çıkar. Verilen sözleri unutmayın.” ifadeleriyle alandan yapılan konuşmaların unutulmaması gerektiğini aslında sendikacılara da bu verilen sözlerin sürekli hatırlatılmasının sözleşmelerde kazanıma yol açacağını söyledi.

Harb-İş üyesi işçiler: ‘Eyleme hazır olduğunuzu gösterin’

Harb-İş üyesi bir İstanbul Tersanesi işçisi, “30 Nisan’da cumhurbaşkanıyla sendikacılar bir araya geldi. Orada sendikacılar Erdoğan’a, ‘Ne hakkımız, kazanımımız varsa sizin sayenizde’ minvalinde konuşma yaptı. Ertesi gün de sahneden eriyen ücretlerden dem vurup, işçilerin içinde bulunduğu bu yoksulluğu hükümete bağlayan konuşmalar oldu. Bizim sözleşmemiz 1 Mart’ta bitti. 61 gündür zamsız çalışıyoruz. Sadece ekmeğe 5 lira zam geldi. Sözleşmeleri 1 Ocak’ta biten yüzbinlerce kamu işçisi var onların da 5 aylık kaybı var şu an. Bizim kayıplarımız için eyleme geçmemiz, TÜHİS’in karşısına insan gibi yaşayacak bir ücret isteyerek çıkmamız gereken bir dönemde böyle çelişkili demeçler vererek işçilerin güvenini kırıyorlar. Türk-İş yöneticileri söylediklerinde samimiyse gelsin işçinin güvenini kazanmak için eylemlere başlasın, hareket etsin. Böyle hükümete ‘Mercedeslerin deposunu işçiden kesilenlerle dolduruyorlar’ diyecekseniz işçilerin yaşayabilmek için talep ettikleri şeyler için adım atın” yorumunda bulundu. İşçi ayrıca KÇP görüşmelerinde teklif verilmemesinin hak mücadeleleri için alanlara çıkma eğiliminin yüksek olduğu bu günlerde kasıtlı olarak yapıldığını düşündüklerini, hükümetin ve sendikacıların işçilerin eyleme geçmesinden korktuğu için süreci uzattığını söyledi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Hayal ekip rant biçecekler

Hayal ekip rant biçecekler

‘Kentsel dönüşüm’ için ‘Yarısı bizden’ kampanyasındaki destek tutarları artırıldı, Erdoğan, ‘dar gelirlilere müjde’ diye duyurdu. Düşük ücret, yüksek enflasyon mağduru milyonların, fahiş fiyatların geriye kalanını karşılaması imkansız! Müteahhitler ise el ovuşturup yeni talepler sıralıyor. Oysa emekçiden tek kuruş almadan sadece 2 yıllık ÖTV geliri ile 1.5 milyon sağlıklı konut yapmak mümkün.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
3 Mayıs 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et